Avrupa’da insanların spora bakış açısı Amerika’dan bir hayli farklı. Amerikalılar sporu bir eğlence aracı olarak görüyorlar ve Amerika’da sporun içinde yaşanan kavga olayları parmakla sayılacak kadar az.
19 Kasım 2004 tarihinde yaşanan olaylar, Ron Artest’in isminde dahi değişikliliğe yol açacaktı.
Bu husumet, bir önceki sezon yani 2004 Play-Off’larında Detroit Pistons ve İndiana Pacers arasında yarım kalan bir hesaplaşmanın sonucuydu.
Doğu finalinde gülen taraf Detroit Pistons olacak ve o sezon NBA şampiyonluğuna kadar ulaşacaklardı.
Play-Off sonrası İndiana Pacers oyuncularının yaptığı açıklamalar ise ortamı bir hayli alevlendirmişti.
İndiana Pacers’ın o dönemki uzun oyuncusu Jermaine O’Neal:
‘’Ben ve Jamal Tinsley sakat olmasa finale zor çıkarlardı. Kazandıkları şampiyonluk bir şans şampiyonluğuydu.’’
Ben Wallace’ın, şampiyon oldukları sezon ‘’en iyi savunmacı’’ ödülünü Ron Artest’e kaptırması da tarafları gerginleştiren olaylardan biriydi. Bu iki takım, Play-Off sonrası yani 19 Kasım 2004 tarihinde The Palace of Auburn Hills arena da buluştular.
Indiana, büyük bölümünde üstün olduğu maçı rahat şekilde kazanmaya giderken;
Maçın bitimine 45 saniye kala her şey Ron Artest’in Ben Wallace’a yaptığı faul ile başladı. Geçtiğimiz hafta abisini kaybetmenin siniri ile Wallace, Artest’i sert bir şekilde itti. Artest ise, aşağılanmanın hıncı ile Wallace’a doğru yönelmektense hakem masasına gidip onu ‘’tahrik’’ etmeye başladı.
O sırada ise Ben Wallace kafasındaki bantı Artest’e fırlattı. Maçın son dakikalarına girildiği için tribünde az sayıda izleyici kalmıştı. Tam da bu anda tribünden kimliği belirlenemeyen bir taraftar elindeki bira bardağını Artest’e doğru fırlattı ve kafasından vurdu. Artest ise bir anlık sinir ile tribünlere çıkıp adamı yakaladı. Olayın gerisi zaten tam bir kaos ve savaş alanı.
Ben yazımın devamında, olayı betimlemeyi bırakıp bu hikayenin sonucunu sizlere aktarmak istiyorum. NBA yönetimi olayın içerisinde yer alan bütün oyunculara ağır yaptırımlar uyguladı. Kaan Kural bütün yaptırımları mükemmel bir şekilde özetlemiş:
‘’Artest sezon boyunca ligden uzaklaştırıldı. Jackson 30, O’Neal 25 maç ceza aldı. Toplam oyuncuların para cezası 10 milyon doları aştı. Yine gerek oyuncular gerek olaya karışan taraftarlar için geniş kapsamlı kriminal soruşturma ve sonucunda davalar açıldı.’’
Peki… En ağır cezayı kim verdi biliyor musunuz? Pacers taraftarı, evet.
Takımlarına sırtlarını dönerek, yer yer bütün kapasitesini doldurdukları sahalarına gitmeyi bıraktılar, takımlarına fiziksel destekte bulunmayı kestiler ve bu yıllarca böyle devam etti.
Belki de yaşanan bütün bu olayları Pacers taraftarları ‘’imaj zedelenmesi’’ olarak görüyordur.
Kaan Kural’ın da deyimiyle, Pacers için yaşanan bu olay ‘’Hanedan kaybı’’ oldu ve yaşanan bu olayların atlatılması yıllar sürdü. Bu imajın bozulması Pacers taraftarı için bir güven kaybı niteliğinde olduğu apaçık ortadaydı.
Kaan Kural: ‘’O kadronun öne çıkan isimleri Tinsley, Jackson, Artest ve O’Neal kariyerlerine devam ettiler etmesine ama bir daha hiçbir zaman o seviyelerde olmadılar. Asla tam olarak o lekeyi atamadılar üzerlerinden.‘’
Pacers, yıllarca başarıdan da önemli olan bir şeyden yoksundu: ‘’aidiyet duygusu…’’