Birçok kişi için ilham kaynağı olabilecek bu hikayeyi, Jimmy Butler’ın ESPN yazarı Chad Ford’a 2011 yılında verdiği röportajdan öğreniyoruz. Butler, insanların kendisi için üzülmesinden nefret ettiğini belirtiyor:
”Üzülecek hiçbir bir durum yok. Ben başıma gelenlerden hoşnutum. Beni ben yapan bunlardı. Karşılaştığım güçlükler için minnettarım.”
Çocukluk Dönemi
Jimmy Butler, 14 Eylül 1989 yılında Texas Eyaleti’ndeki Houston Şehri’nde, Tomball isimli küçük bir kasabada dünyaya geldi. Butler’ın hayatı o dönemde şimdiki gibi göz kamaştırıcı değildi. Babası, Butler ufak bir bebekken onları terk etti.
Butler, annesiyle birlikte Tomball Kasabası’nda yoksulluk içinde büyüdü. Kendisi 13 yaşına geldiğinde biyolojik annesi Londa Butler, Jimmy’i artık evinde istemiyordu. Daha 13 yaşında ergenliğine yeni girmiş bir çocuk olarak annesinden “I don’t like the look of you. You gotta go” yani Dış görünüşünü beğenmiyorum, gitmek zorundasın sözlerini duydu.
Kapı önüne konulan Butler’in ne gidebileceği bir yeri, ne de cebinde parası vardı. Yaşıtları okulla, arkadaşlarıyla, sporla ilgilenirken Butler’ın amacı hayatta kalabilmekti.
13 yaşında Teksas Tomball’daki evinden ayrıldıktan sonra kalabildiği kadar arkadaşlarının yanında kalmaya başladı. Birkaç haftada bir yer değiştiriyordu. İşte bu dönemde Jimmy Butler’in hayatı basketboldan ibaret oldu. Gelecek vaat ediyordu ama bunu birileri farketmeliydi. Lise son sınıftan önceki yaz ayında onu keşfeden Tomball’den Jordan Leslie oldu.
Leslie hem bir atlet, hem de basketbol ve futbol oyuncusuydu. Leslie, Butler’i yakından takip ediyordu. Bir yaz ligi oyunundan sonra Butler’a doğaçlama yapılan bir 3 sayı atış yarışması için meydan okudu. Butler yarışmayı kabul etti. Bu oyun Leslie ve Butler’in arkadaşlıklarının başlangıcı oldu. Leslie, Butler’i evine davet etmeye başladı. Butler, Leslie’nin evinde kalmaya başladı. Artık Butler için yeni bir hayat başlıyordu.
Leslie’nin annesi Michelle Lambert, önceleri tereddüt etti. Lambert’in ikinci evliliğiydi ve ölmüş olan ilk eşinden 4 çocuğu vardı. Yeni kocası da kendisine ait 3 çocuğuyla birlikte gelmişti. Maddi durumları da yeterli değildi. Tomball’da Butler’in şöhreti sorunluydu. Lambert’in yeni kocası, Jimmy’nin sadece bir ya da iki gün evlerinde kalabileceğini söyler. Fakat Butler’in eve kalmak için geldiği her gece çocuklardan biri “bugün Jimmy benim misafirim” diyecektir. Birkaç ay sonra Lambertler Jimmy’i kabullenir ve Michelle, Butler’a artık temelli kendileriyle birlikte kalabileceğini söyler. Butler’in bir aileye ihtiyacı vardı ve aradığını bulmuştu.
Michelle’in katı kuralları vardı. Jimmy Butler hayatında ilk defa sokağa çıkma yasağıyla karşılaşıyordu. Derslerine devam etmesi ve akademik performansını artırması şarttı. Payına düşen ev işlerini yapmak zorundaydı. En önemlisi de Michelle onu örnek bir kişi olması gerektiği konusunda ikna etmişti.
Michelle bu konuda şunları söylüyor:
“Ona çocuklarımın onu örnek aldığını söyledim. Beladan uzak durmasını, derslerine sıkı çalışmasını ve rol model olmasını tavsiye ettim. Peki Jimmy ne yaptı biliyor musunuz? Ona ne dediysem hiç soru sormadan onu yaptı.”
Butler da şöyle diyor:
“Onlar beni ailelerine kabul etti ve bu basketbol sayesinde değildi. Michelle sadece sevgi doluydu ve hep böyle davrandı. Bu inanılmazdı.”
Kolej Kariyeri
İlk kez bir aile desteği bulan Butler, Tomball High School Cougars (Tomball Lisesi Panterleri) takımının yıldızı olur. Okuldaki son yılında takım kaptanı olmuştur. Ortalama 19.9 sayı ve 8.7 ribauntla oynar ve ABD’de federal bölgelerde en iyi oyuncular arasından seçilen takıma (all-district first team) girer.
Fakat Jimmy Butler kolejlerin ve gözlemcilerin ilgisini umduğu kadar çekememişti. Farkedilmesini sağlayacak AAU (Amatör Atletizm Birliği) oyunlarına da katılamamıştı. AAU oyunları, ABD’de çaylak basketbolcuların keşfedilmesi için normal kolej oyunlarından daha önemli bir organizasyon. Butler, bir deneme de Mississippi State takımında oynamak için yaptı ama, burs teklifi alamadı. Gidecek bir yeri kalmadığından yakındaki Tyler Junior Kolejine kaydoldu.
Tyler son bir ümit ve gayretle başarmak için çalışıyordu. Tyler’daki ilk maçında 34 sayı attı. Jimmy bu maçtan sonra da 30-40 sayılık maçlarının olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Bu bana daha üst seviyede oynayabileceğim konusunda özgüven verdi.”
Butler, Tyler’de yeni bir oyuncuydu fakat takımın en skorer oyuncusuydu. ABD genelindeki kolej koçları onu farketmeye başlamıştı. Nisan 2008 itibarıyla Marquette, Kentucky, Clemson, Mississippi State ve Iowa State takımlarından teklif almıştı.
Bu noktada Michelle Lambert bir kez daha Jimmy Butler’in hayatında bir yol gösterici oldu. Michelle: “Jimmy’ye bir çok teklif vardı ama akademik sebeplerle beni Marquette’nin teklifi etkilemişti.” diyor ve devam ediyor: “Marquette büyük bir akademik okul. Ona orayı tercih etmesi gerektiğini basketbolun uzun vadede işe yaramayabileceğini anlattım. İyi bir eğitime ve sırtını dayayacağı bir kariyere ihtiyacı vardı.”
Butler Lambert’i dinledi ve Marquette’li oldu. Jimmy Butler için farklı bir dönem başlamıştı. Fakat işler Butler’in umduğu gibi başlamadı. Esas adam olmaya alışmıştı. Fakat yedek kulübesinde oturuyordu ve bir toy olarak maçları izliyordu. Hayal kırıklığına uğramıştı. Hatta Lambert’i arayıp eve dönmek istediğini bile söylemişti.
Okuldaki son sezonunda Butler üzerindeki skorer etiketini atacak ve çok yönlülüğü ile NBA gözlemcilerinin dikkatlerini üzerine çekecektir. Hala skorerdir (2010-2011 sezonunda 15.7 sayı ortalama) ama aynı zamanda ribaunt alır, top tutar ve birçok pozisyonda defans yapabilmektedir. Sürekli kazanmasına rağmen egosuzdur.
Jimmy Butler’in kolej kariyerinin en parlak anı Lambert’in ona kortta eşlik ettiği final gecesiydi. Lambert o geceyi şöyle anlatıyor: “O gece bende tamamen bulanık. Çünkü sürekli ağlıyordum. O çok şey başarmıştı. Mutluydum ve gurur duyuyordum. Geçmişte ondan herkes şüpheleniyordu. Lisedeki okul müdürü ve koçu onun hiçbir şeye değmeyeceğini söylemişti. Ama işte orda kalabalık onun için tezahüratlar ediyordu. Ama aynı zamanda üzgündüm ve endişeliydim. Bebeğiniz gidiyor ve korkunç dünyayla yüzleşecekti. Jimmy her zaman bizim onun için yaptıklarımızı anlatıyor. Ama onun bizim için neler yaptığını anladığından emin değilim. O da bizim hayatımızı değiştirdi. Onu ailemizin bir ferdi olarak almamız bizi daha iyi insanlar yaptı.”
Butler da Lambert için şöyle diyor: “ne olacağım ve kim olacağım konusunda bana yardımcı olması için ona güvendim. Onu sevdim. Onun bana yeniden bir hayat sunduğunu düşünebilirsiniz. Onunla her sabah konuşuruz. Çok sevgi doludur. Benim asıl annem Michelle Lamberttir.”
Okuldaki son sezon boyunca NBA gözlemcileri onu izler ama Butler, sezon sonuna kadar bu durumun farkında değildir. NBA Draftı öncesinde genel menajerler Jimmy’nin mücadeleci karakteri hakkında övgü dolu ifadelerde bulunmuştu. Sınırlı gözüken yeteneğine rağmen mücadeleci karakteri sayesinde üst sıralarda seçilmişti.
NBA Kariyeri Başlangıcı
Jimmy Butler, 2011 NBA seçmelerinde 30. sıradan Chicago Bulls tarafından seçilmiştir. Yaşadığı her türlü olumsuzluğa rağmen Butler’in hayali gerçek olmuştu. NBA’e adımını atmıştı.
Butler’ın NBA kariyeri istediği gibi başlamadı. İlk sezonunda Bulls formasıyla 42 maçta forma giyen Butler; 2.6 sayı, 1.3 ribaund ve 0.3 asistle oynadı. Çaylak yılında takım antrenmanlarında şutu felaketti. İlk yıllarında kendini sadece savunma yapmaya verdi. Carmelo Anthony’li Knicks’e karşı oynadıkları bir maçta takımın yıldızı Derrick Rose’a gelen ikili sıkıştırma sonucu topu Butler’a vermesiyle beraber Butler, topu tekrar Rose’a geri verdi. Mola sırasında iki oyuncu arasında geçen diyalogda Rose: ”Neden şutu kullanmadın?” sorusunu sordu. Buna cevap olarak Butler: ”Ben sadece Carmelo’yu savunuyorum” cevabını verdi.
Butler oyununu geliştirmek için saatlerce çalıştı. Çok sayıda şut attı ve top hakimiyetini geliştirmek için drill yaptı. Ona gülenler oldu. O çalışmaktan vazgeçmedi. Chicago Bulls formasıyla 6 sezon geçiren Butler, 3 kez All-Star seçilmeyi başardı. Bunun yanında 2014-2015 sezonunda bir önceki sezon 13.1 sayı, 4.9 ribaund, 2.6 asist olan ortalamalarını 20 sayı, 5.8 ribaund, 3.3 asiste çıkararak ”En Çok Geliştirme Gösteren Oyuncu” ödülünü almayı başardı. 2014 yılında Bulls ile 95 milyon dolarlık maksimum kontrata imzasını attı. Butler artık milyon dolarlar kazanıyordu
”Ben olmadan maç kazanamazsınız. Bana ihtiyacınız var!”
2017 yılında Butler kariyerine yeni bir sayfa açmak için Bulls’tan takasını istedi. Kendi gelişiminde rol oynayan eski koçu Tom Thibodeu‘nun takımı Minnesota Timberwolves’a Zach Lavine, Chris Dunn ve 7.sıra draftı karşılığında takas oldu. Timberwolves’ta Towns ve Wiggins gibi genç yeteneklere yol göstermeye çalışan Butler 22.2 sayı, 5.3 ribaund, 4.9 asist ile oynadı. All-Star hafta sonu etkinliklerinde All-Star seçilen Butler, maçtan bir gün önce eğlendiği gece kulübünde alkolü fazla kaçırdığı için maçta oynayamadı. Butler için disiplin bir sorun olmaya başlamıştı. 2018-2019 sezonu başlamadan önce yapılan hazırlık kampında skandal bir olay yaşandı. Timberwolves organizasyonun başarısız olmasındaki nedenin yönetim ve Towns, Wiggins gibi hırstan yoksun oyuncuların yer alması olduğunu düşünerek onları hedef aldı. Antrenmanda Butler ile birlikte yer alan üçüncü kadro, Towns ve Wiggins’in de aralarında bulunduğu birinci kadroyu yendi. Butler galibiyet sonrası koçu aynı zamanda yöneticisi olan Thibodeu’nun önünde küfürlü konuşarak ortamı gerdi. Gerginlik sırasında ”Ben olmadan maç kazanamazsınız. Bana ihtiyacınız var!” diyerek bağırıp küfürleri savuruyordu. Bu gerginlik kulüp içerisindeki çatlağı büyüttü. Bu kriz sonrası Butler’ın takası kaçınılmaz oldu. Jerryd Bayless, Robert Covington, Dario Saric ve 2022 ikinci tur draft hakkı karşılığında Sixers takımına takas oldu. Sixers ile 55 maç oynayan Butler; 18.7 sayı, 5.3 ribaund, 4.0 asist ortalamalarıyla oynadı.
Butler için Sixers kariyeri de fazla uzun sürmemişti Doğu Konferansı Yarı Finali 7. maçında Kawhi Leonard’ın attığı unutulmaz son saniye basketi hem Sixers’ın erken vedası hemde Jimmy Butler’ın son maçı olmuştur.
Butler 2019 yazında Miami Heat’e dört yıllığı 142 milyon dolarlık sözleşmeye imza attı.