AVRUPA LİGLERİFUTBOLTAKIM İNCELEMELERİ

Katalanlar’ın Yeni Göz Bebeği: Girona’nın Yakın Hikayesi

Romantiklik mi Para mı?

 

Yine bir Katalan kulübü, Girona çıkıverdi bir yerlerden İspanya’nın zirvesine oturdu. Doğru düzgün para bile harcamadan bu takım nasıl bu ligin zirvesine çıktı? Mabedi 13.500 kişilik Estadi Montivili olan bu kulübe biraz bakmamız lazım gibi hissetmeye başladım.

Girona 2019’da ayrıldığı LaLiga’ya geçen seneyle birlikte geri döndü ve aslında geçen sene de kötü iş çıkartmadılar. Ligi 10. bitiren Katalanlar, Real Madrid’i de 4-2 ile sahadan süpürdü adeta Nisan ayında. O maçta 4 gol atan Castellanos, maç sonunda mutluluğunu saklayamamıştı: “Rüya gibi bir geceydi. Dünyanın en iyisine karşı oynadık. Bunu asla hayal edemezdim.”

LaLiga’da geçirdiği sadece 3. sezonunda Girona, 58 gol attı ve bu istatistikte ligde 3. sıraya yerleşti. Kazananından kazanmayanına temponun sadece bazı maçlarda kısıtlı zamanlarda oluştuğu bu ligde Girona, iki yıldır düzenli bir şekilde karşısındakini de kendi temposuna ayak uydurmaya zorlayarak oynuyor ve buna ayak uyduramayanları çiğ çiğ yiyor. Bu sene ise işler daha da iyi, 6 maçının 5’ini kazanan ve birinde berabere kalan Girona, Barcelona ile birlikte ligin zirvesinde. Bugün aldıkları sansasyonel Mallorca galibiyeti de cabası. Henüz 4. dakikada penaltıdan geriye düşen kırmızı beyazlılar maçın ilk yarısını sona erdiren düdük çaldığında ise 4-1 öndelerdi. Maçı da 5-3 kazandılar. Onlar yeni bir Leicester City veya futbol romantiklerini sevindirecek bir fakir ama yürekli takım değiller. Bunların arkasında bir sebep var.

Girona ve CFG

2017 yılında City Football Group (CFG, Manchester City’nin sahibi olan grup) Girona’nın yaklaşık yarısının hissesini satın aldı ve kulüp içerisinde hak sahibi oldu. Kulübün eski %80’lik sahibi ise Guardiola’nın menajer erkek kardeşi Pere ve onun ortağından başkası değil. Bu satın alımda kolaylık sağladığı biliniyor. Pere ve ortağı Juame, 2015’te kulübü alarak batmaktan kurtardı. Pere’nin ünlü bir menajer olduğu gerçek, Guardiola, Barcelona’yı yönetirken takımdaki çoğu yıldız onun müşterisiydi ve Girona’yı aldıklarında da o takımda müşterisi olan oyuncular vardı. (Mundo Deportivo’nun haberi).

İspanya’da bir oyuncunun menajerinin veya bir iş ortakçısının kulüp satın alması yasak olmadığından, bu iş de böylece başlamış oldu ve bu işin Guardiola’ya bağlanan kısmına geldik artık. Bu satın almadan yaklaşık bir hafta sonra Girona, Manchester City’nin pilot kulübü oldu ve 2015-2017 arasında tam tamına 12 City oyuncusu Girona’nın yolunu tuttular.

BÜYÜK PLAN

Ferran Soriano ve Txiki Begiristain, Manchester City’nin en değerli iki futbol aklı ve bugünkü başarılarında en büyük pay sahiplerinden ikisi. Bu iki futbol adamı, Pere Guardiola’yı çok eskiden tanıyor ve Pep daha Barcelona’dayken de orada futbol direktörlüğü yapıyorlardı. Yani hiçbir şey tesadüf değil hatta bilinenlere göre Soriano’nun 2008’den beri böyle bir futbol oluşumu kurup oyuncu geliştirme ve ana takımı besleme fikri Barcelona için mevcutmuş. Böylece küçük takımlar düzenli para akışına sahip olur ve Barcelona da iyi oyuncuları test etme şansı bulacakmış ancak Laporta’yla araları bozulduğu için istifa etmişler ve plan rafa konmuş.

Soriano ise 2012’de City Football Group’un sahip olduğu New York City F.C’nin başına getirilip aynı zamanda tüm projenin CEO’su yapıldı. O zaman bu iki kulüple başlayan macera, şimdi 5 kıtadan 13 kulübe sahip. Pere ve ortağının şirketlerini Londra’dan Manchester’a taşıdıkları vakit ne tesadüfse(!) Pep’in City’e geliş zamanlarına denk geliyor. Soriano’ya göre bu bir mucize veya büyük bir icat değil, tüm başarılı iş modelleri böyle yürüyor. Sonuç ise ortada: Dünyanın en iyi futbol kulübü ve organizasyonu.

Girona dönemi ise Manchester City’nin aksine dominant ilerlemiyordu. Kulüp 2019’de küme düştü ve 2022’de anca geri gelebildi. Ancak belki de bu alt ligde geçen süre onların Manchester City ekolünü benimsemelerinde ve marine olmalarında faydalı olmuş olabilir. Evet… Girona da ayağı iyi kaleci aldı. Geriden oyun kurdu ve önde bastılar. Zaten günümüzde de fark yarattıkları temel nokta bu LaLiga’da. Kimsenin sahip olmadığı bir oyun kurgusu ve oyun hızına sahipler. Ayrıca Girona diğer City Group takımlarının aksine rengini mavi beyaz olarak değiştirmedi ve kendi renklerinde devam etti. Renk değiştirmek yerine forma sponsorlarında kalite artışı oldu ve taraftarların da fikirlerini belirtmesiyle daha sade ve satılabilir bir logoya geçtiler. City’nin sadece aklını ve başarısını taklit eden Katalanlar, kendilerinden bir şey kaybetmeden kendilerine ve ağabeylerine katkı sağlıyorlar. Zaten Katalanlar da bu futbol tarzına bayılıyorlar. bkz “Pep Barcelonası”.

Takımın başındaki Michel, genç ve Huesca’da kendini göstermiş bir teknik direktör. Güvenildiği günden beri istenen futbolu oynatmayı başarıyor. Kulüp kendini göstermiş ama bariz bağıra bağıra gelmeyen yetenek adaylarını çok iyi buluyor. Tsygankov, Dovbyk, Eric Garcia -ki çoğu kulüpte tutunamasına rağmen burada epey iyi iş çıkarıyor-, Arnau ve Savio gibi oyuncular varken Portu ve Blind gibi yaş olarak genç olmasalar da bu tempo ve futbola ayak uydurabilen kaliteli isimler var.

Girona şampiyon olamayacak. Ne bu sene, ne de önümüzdeki 20 yıl içerisinde şampiyon olmaları imkansıza yakın ancak Girona bu ligde var olduğu sürece güzel futbol oynayacak ve iyi oyunculara sahip olacak, o yüzden kapitalizmin futbolu ele geçirişini en azından güzel futbolla birlikte izleyin. Zaten geçirecek.

 

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu