NBA

NBA 2021/22 SEZONU ÖNCESİ TAKIM İNCELEMELERİ #1 DALLAS MAVERICKS

Dallas Mavericks

Dallas Mavericks bir sezona daha yüksek umutlar ve NBA’in en iyi 4. oyuncusu (ESPN Top 100) ve
en yüksek değerli oyuncusu ile nereye kadar gidilebilir bilinmezi ile giriyor. Son iki senedir playoff’ta Los
Angeles Clippers duvarına takılan Dallas Mavericks, bu sezondan neler beklemeli; geçen seneden
farklılıklar ne bu yazımızda bahsedeceğiz.


Öncelikle, geçen sene Batı Konferansı’nda 5. olan Dallas Mavericks’in bu başarısı çoğu kişiyi
şaşırtmış olsa da geçen seneki tabloda Mavericks tam potansiyeline erişti ve bundan daha yukarısını
hedeflememeli çıkarımında bulunmak yanlış bir bakış açısı olur. Her sene oyununa 1-2 basamak daha
koyup yükselen Luka etkeninin dışında ek olarak; ligdeki çoğu takım gibi Mavericks de korona
girdabından ziyadesiyle olumsuz etkilendi. Sezonun erken başlayacağını bilmeyen Luka’nın en fit haliyle
sezona başlamamasının yanında; sezonun başında birçok ana rotasyondaki oyuncusunu da Korona
girdabına kaptıran Dallas, sezonun bir bölümünde 8-14 derecesiyle Batı Konferansı’nda 14.lüğe
düşmüştü; hatta New York medyasında Porzingis takasında verilen takasın ilk 10’da olma ihtimali
tartışılıyordu. Tabii ki sakatlıktan dönüşlerle beraber sezonun ve takımın gidişatı gelişti.


Bu sene takımdan beklentilere geçmeden önce takımın genel yapısından ve beklentilerden
bahsetmek daha doğru olur. Herkes tarafından bilindiği üzere; Dallas 22 yaşındaki süperstarı Luka Doncic
etrafında şekillenen ve bu şekilde oynayan bir takım ve Doncic her maç bambaşka bir “Magic” ile her
maça bir bilinmezlik, bir büyü ve aslında mükemmel bir şölen katıyor. Yaşı ve yeteneği göz önüne
alındığından NBA’in en değerli oyuncusunun Slovenya’dan çıkan bir çocuk olduğunu söylemek yanlış olmaz.


Doncic gibi böylesine yetenekli bir sihirbazı kadroda bulundurmak velinimet olduğu gibi aynı
zamanda yanına doğru parçaları koymak ve başarıya ulaşmak çok büyük bir sorumluluk; özellikle
oyuncuların her geçen gün daha da güçlendiği günümüzde. Biraz daha geriye gidersek, bence Dallas yönetiminin
bu konuda Dirk Nowitzki’ye çok büyük bir özür borcu var. Takımda bulunduğu süre boyunca Nash
ve Kidd’i elde tutamayan yönetim ekibinin Dirk’in yanına getirdiği en yüksek profilli oyuncu “MONTA
ELLIS” idi.

Dirk her oyuncunun takım arkadaşı olmak isteyeceği mükemmel bir ”locker room guy” olduğu
için bunu çok sorun etmedi ancak Doncic’in bu konuda aynı tutumu takınacağını sanmıyorum ki
yönetimsel olarak çatırdamalar bu yaz başladı ve başta 1998 yılından beri takım içerisinde görev alan
Donnie Nelson ve 2011 fatihi 2008 yılından beri takımın koçu olan Rick Carlisle’ın ayrılışı ile sonuçlandı.
Bu olayların ardındaki tek neden başarı baskısı olmayıp Bob Voulgaris’in yönetime abartılı dahil olması
olsa da, Doncic’in draftıyla başlayan son 3 senede yaşanan vizyon değişiminin bunda etkisi olduğu da
aşikar.


Kadrodaki değişikliklerden bahsedecek olursak bu sene de takımın yapısının değiştiğini söylemek
güç. Doncic merkezli oyunun üzerine keskin şutör Reggie Bullock, savunmacı kanat Sterling Brown ve
OKC’de yüksek bir potansiyel gösteren pivot Moses Brown ile anlaştı. Geçen sene takıma bir türlü tam
adapte olamayan, hem Doncic’in yanına 2. Bir top yönlendirici hem de savunmacı olarak görülen Josh
Richardson’un neredeyse hiç etki gösterememesi üzerine Boston’a gönderdi.
Dallas kadrosunun mükemmel bir uyum içerisinde oynadığını söylemek oldukça güç. Sakatlıktan
önce Anthony Davis seviyesinde bir etki göstermesi beklenen Porzingis, sakatlık(lar) sonrası istediği
verimde dönmeyi başaramadı.

Ek olarak Doncic gibi bir oyuncuyla yapı olarak da mükemmel bir uyum içerisinde değiller; zira Doncic NBA’in en iyi pick&roll yönlendiricisi olmasına ragmen Porzingis’in içeride
oynamamayı, perdeden sonra devrilmekten ziyade dışarı çıkmayı daha çok seven bir uzun ve bundan dolayı Doncic’in profil olarak daha düşük bir oyuncu olmasına rağmen Powell ile olan ikili oyunda daha rahat ettiğini söylemek mümkün.


Porzingis’in varlığı her ne kadar teknik olarak 5-out(5 dışarıda) oynamayı mümkün kılıp Doncic’e
fazla fazla alan açmayı sağlasa da bu ikili sürekli olarak bir çatışma yaratıyor, çünkü postta top alıp şut
yaratma eğiliminde olan Porzingis bu düzendeki rolünden hayliyle mutsuz ve kendisini hala New York’taki
zirve günlerinde gördüğü için de eski oyun tarzını sürdürerek ofansın merkezi olmak istiyor.


Yeni koç Kidd’in çözmesi gereken fazlaca sorun var ancak baktığımız zaman geçen sezon tüm bu
durumlarla beraber NBA’in saf yetenek olan en iyi 2. Sırada olan takımını 7. Maça taşımış bir takımın
daha da yüksek bir tavanı olduğu yadsınamaz. Hem geçmiş deneyimlerinden hem de kendi kariyerinin bu
şekilde şekillenmesinden dolayı, Kidd’in bu sene müthiş yüksek bir tempo ile Doncic’den maksimum
verimi almasını bekliyorum. Her türlü istatistikte kariyer zirvesini görebiliriz Doncic’in; ve bu da doğal
olarak daha başarılı daha rekabetçi bir Dallas anlamına geliyor. Biraz temenni ile birlikte, geçen sene
Covid-19’dan etkilenmediği için yüksek sıralara çıkan Suns gibi takımların üstüne çıkarak, Dallas’ın Batı
Konferansı’nı 2. Veya en azından 3. Bitirdiği bir senaryo hayal ediyorum. Bunun olduğu bir durumda da
bahis şirketlerinin öngördüğü üzere Doncic’in MVP olacağı neredeyse kesin.

Yazan: https://twitter.com/Mavs_Tr

Muhammet Işık

13 Mayıs 2003 İzmir doğumluyum. Yaklaşık 1 sene farklı medya kuruluşlarında çalıştıktan sonra 2021'in Temmuz ayı itibariyle Box to Box Medya oluşumunu kurduk. Ege Üniversitesi Gazetecilik öğrencisiyim. Sosyal Medya hesaplarımız ve Boxtoboxmedya.com sitesinin sorumlusuyum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu