2008 Beijing Olimpiyatlarından sonra 2020 Tokyo’da da atletizm pistinde yine çok fazla ülke, olimpiyat ve dünya rekoru kırıldı. Bu rekorların sebebi pist mi yoksa atletlerin kendilerini geliştirmesi mi? Bu yazımızda bu sorunun cevabını arıyoruz!
Cevap basit. İkisi de. Atletlerin payı, herkesin bildiği olimpik mottoyla alakalı bir pay, ‘Citius, Altius, Fortius’ (daha hızlı, daha yüksek, daha güçlü). Her olimpiyat kendini adamış atletlerin rekorlarına sahne olur. Bu zaten alışık olduğumuz bir tablo. Ancak 2008’den sonra en çok rekor kırılan olimpiyatı yaşıyoruz, ve hatırlatayım daha 4 günümüz var. İkinci paya bakarsak eğer; İtalyan firma Mondo’dan bahsetmeliyiz. Mondo, bugüne dek 12 tane olimpiyat pisti tasarladı. Bu sefer ki teknoloji ise atletlere 1 e 2 oranında avantaj sağlıyor. Mondo’ya göre Tokyo pisti tüm zamanların en hızlı pisti.
Bu teknoloji yukarıdaki resimde kazanan Karlsten Warholm’ün performansı ile daha çok konuşulmaya başlandı. Erkekler 400m engelli yarışında Karlsten Warholm 46.70’lik dünya rekorunu 45.94’e çekti. Ancak asıl dikkat çeken diğer sporcuların dereceleriydi. Amerikalı gümüş madalyalı Rai Benjamin dünya rekorunu kırdı ancak Warholm daha iyi yaptı. Üçüncü Dos Santos ise Olimpiyat rekoru kırdı. Tabii Benjamin ve Santos’un dereceleri gölgede kaldı. Aslında teknik olarak 8 sporcunun 2’si dünya rekoru 1’i de olimpiyat rekoru kırdı. Diğerlerine baktığımızda ise dördüncü McMaster ülkesi Virgin Adalarının rekorunu kırdı, beşinci Abderrahman Samba sezon en iyisini, altıncı milli sporcumuz Yasmani Copello Escobar Türkiye rekorunu kırdı. Yedinci Estonyalı Rasmus Magi Estonya rekorunu kırdı. Sadece Alessandro Siblio rekor kıramadı.
Erkekler 400m engelli’yi izleyen kadınlar durur mu? Çok benzer rekorlar kadınlar 400 metre engellide de kırıldı. Amerikalı Sydney McLaughlin altın madalyayı dünya rekoru ile kazandı. McLaughlin bir demecinde pistle ilgili; “Farkı hissedebiliyorsunuz, herkes ayakkabılardan bahsediyor ancak bence pist enerjinizi emen ve sizi öne iten bir pist”. İkinci gelen Amerikalı Dalilah Muhammad ise “400m engelli koşucusu olarak pistin ne kadar hızlı olduğunu engeller arasında adım attığınız zaman söyleyebilirsiniz. Her engelde adımlarım yerindeydi, o enerjinin geri döndüğünü hissedebildim, özellikle son engele geldiğinizde o ‘ölümü’ hissedersiniz, burada o ‘ölümü’ hissetmedim.
Sadece 400m değil, kadınlar 200m’de Elaine Thompson-Herah olimpiyat rekoru kırdı. Kadınlar 3 adım atlamada ise Kolombiyalı Yulimar Rojas tarih yazarak dünya rekoru kırdı. Bu kadar rekorun gelmesinin kesinlikle Mondo’nun teknolojisinin payını göz ardı edemeyiz. Bu pistin yapısı ile atletlerin tek eleştirisi ise bu pistin antrenman için uygun olmaması. Sifan Hassan bu konuyla alakalı “1500m yarışının sabahı bütün eklemlerim ağrıyordu, adalelerim yorulmuştu, 5000m’de madalya alacağımı düşünmüyordum ancak yarışa ısındıkça alacağımı düşündüm ve aldım” dedi.
Yetkililer ise bu teknoloji hakkında bir takım açıklamalar yaptı. Dünya Atletizm Federasyonu Başkanı Seb Coe: Gerçekten kırıldım, iç sesim yenliği deneyip zorlamamayı söylüyor ama tabii ki bir denge var. Kesinlikle hızlı, nasıl anlıyorum, şöyle; hızlı pistler hızlı koşan yeteneki atletleri izleyerek. Sporu tanımadığımız bir şeye dönüştürmeye çalışan tasarımlara veya ekipmanlara izin vermediğimizden emin olmalıyız. Ancak şu an orada olduğumuzu düşünmüyorum. Bence şu anda iyi bir noktadayız.” dedi. İlerleyen dünya şampiyonaları veya olimpiyatlarda bu şekildeki tasarımlara kanımca çok izin verilmeyecek. Atletizm federasyonu rekorları atletlerin kırmasını istiyor, pistlerin veya Mondo’nun değil. Bakalım bu olimpiyatlarda başka ne gibi rekorlar göreceğiz.
Olimpiyatlar hakkında yazılarımız gelmeye devam edecek, takipte kalın!