1.Soru: Öncelikle geçen sezondan başlayalım hocam. Zor bir dönemde takımı aldınız. Harika bir direnç, performans gösterdiniz. Fakat kümede kalmayı başaramadınız. Kısa bir değerlendirme alabilir miyiz?
1.Cevap: Biz 4. Teknik ekip olarak geldik. Farklı bir liderlik tipi göstermemiz gerekti. Emir vererek değil paylaşarak, herkesi işin içine katarak herkesi çözüme dahil ettik. Fark yaratmamız gerekiyordu. Oyuncularda destek olunca güzel bir iş yaptık orda. Ligde kalmak önemliydi. Biz geldiğimizde herkes düşmüş gözüyle bakıyordu.
Biz 4.düşen takım olduk. Fark yaratmaya çalıştık. Yağmur yağdığında kuşlar saklanır, korunur. Ama kargalar daha yükseğe çıkar ve yağmurun da üstünde olur. Bu şekilde korunur. Biz de bunu yapmaya çalıştık.
2.Soru: Futbolu bıraktıktan sonra teknik direktörlüğe geçmeye nasıl karar verdiniz?
2.Cevap: Ben bırakmak zorunda kaldım. Başlamadan bitmek zorunda kaldı. Denizlispor’da olduğum dönemler, TFF 1.Lig seviyesindeyken bir sakatlık geçirdim. Dizimdeki bir problemden dolayı ameliyat oldum ve o ameliyat bende büyük bir tahribat yarattı. Yürümende bile sorun olur dendiğinde artık yapamayacağımı anladım. Dedim ki madem futboldan kopmak istemiyorum. İyi üniversitelerde eğitimimizi alalım (ODTÜ). İskoçya’da lisanslarımı aldım. David Moyesu’dan da eğitim aldım. Ekonomik sıkıntılar sebebiyle hep ikinci adam olarak görev yaptım. Göz önünde değildim ve biraz geç başladım. Ama bundan sonrası çok iyi olacak inşallah.
3.Soru: Kendinize örnek aldığınız, idol olarak gördüğünüz yerli ya da yabancı bir teknik direktör var mı?
3.Cevap: Mutlaka idol kişiler var. Ama benim düşüncem şu. Bir kişiyi örnek alırsanız en fazla çok iyi bir fotokopi olursunuz. Renkli, orijinale yakın bir fotokopi olursunuz. Önemli olan orijinal olmak. Farklı teknik direktörlerin farklı özelliklerini alıp, yaratıcı özelliklerinizi kullanarak tamamlayabilirsiniz. İdol almak yerine ekolü kendinizin yaratması bence daha önemli.
4.Soru: Şenol Güneş, Ersun Yanal, Hikmet Karaman, Samet Aybaba gibi önemli hocaların yanında çalıştınız. Taktik bilgisi olarak ya da farklı konularda hangisi sizi daha çok etkiledi?
4.Cevap: Hikmet Hocam ile kısa dönemlerde çalıştım. Hepsi birbirinden farklı hocalar. Antrenman anlamında çok bilgi öğrendiğim kişi yok. Takım yönetimi olarak ise bu isimlerden çok şey öğrendim. Ersun Hoca’nın takım yönetimi çok iyidir. Şenol Hoca’nın farklı bir takım yönetimi vardır. Herkese ılıman yaklaşır. Hepsinin farklı yönlerini aldım. Taktiksel anlamda en üst düzey manevraları yapabilen bence Ersun Yanal ve Samet Aybaba’dır.
5.Soru: Gençlerbirliği için sezonun kırılma maçı hangisiydi sizce?
5.Cevap: Sivasspor maçı. Telafisi vardı ama gücümüz yetmedi. 0 maçı kazanmamız gerekirdi. 78.dakikaya kadar getirmiştik. Sonradan giren oyuncularımızdan beklediğimiz katkıyı alamadık. Bende yedek oyuncu kavramı yoktur, olmayacaktır da. Çünkü oyuna başlayan vardır, sonradan oyuna giren vardır. 0 maç için sonradan oyuna girenlerden beklediğimiz katkıyı alamadık. Kolay bir maçı verdikten sonra telafi edemedik. Yenseydik büyük bir avantaj yakalayacaktık. Belki de ligde kalacaktık. 2-0 öne geçmiştik. Benim için çok üzücü bir maç oldu.
6.Soru: İlk maçınızda Fenerbahçe’ye karşı harika bir galibiyet almıştınız. O maç hakkında neler söylersiniz?
6.Cevap: O maça biz giderken herkes kayıp gözüyle bakıyordu. Fenerbahçe 5 mi atar, 7 mi atar öyle dedikodular dönüyordu. Oynanmamış maçlarda 3 puan vardır. 0 maç bizim için başlangıç maçıydı. Fenerbahçe maçı olduğu için çok dikkat çekti. Biz o maçtan çok daha iyi maçlar oynadık ama bu maç kadar göze batmadı. İyi hazırlık, 3 puan ve ligde kalma umutlarımızı devam ettirdi. Çok önemli bir mücadeleydi.
7.Soru: Sezon içinde Sio, kötü bir hastalık dönemi geçirmişti. Bu olay takımı etkilemiştir. Rizespor maçında ilk 11 oynatmıştınız ve gol de atmıştı. O süreci sizden dinlemek isteriz.
7.Cevap: Sio bir sezon önce bu takıma çok ciddi katkılar vermiş bir oyuncu. Sio’nun sağlığı için kulübümüz elinden geleni yaptı. Bir maçta 11 oynatma şansımız oldu o maçta da gol attı. Sonra yine performansı düştü. Gerçeği bilip görmeliyiz. Verilen para çok fazla. hafta parasını almayınca bu oyuncular sorun çıkarıyordu. Zaten düşme potasındayız. Kendini takımdan dışta” antrenman, terk etti. Biz de ortak bir tepki koyduk. Antrenman terk etmesi ipleri kopardı maalesef. Bize çok katkı sağlayabilirdi.
8.Soru: Ligimizde birçok Pro Lisansı olmadan çalışan teknik direktörler var. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Olumlu bakıyor musunuz?
8.Cevap: Pro Lisans bir belge. Yeterlilik belgesi. Kulüpler buna müsaade ettiği sürece önüne geçilmeyecek. Önemli olan doğru kişiyi getirmek, Pro Lisans’ı olup olmaması da önemli değil açıkçası. Ama iş ahlak: açısından bu belge isteniyor mu isteniyor. Pro Lisans kursuna giden herkes lisans: alıyor. Bizim ülkemizde böyle ama yurt dışında böyle değil. Herkes o belgeyi alamamalı. Herkes senin belgeni alabiliyorsa neden kriter koyuyorsun? O zaman parayı veren gelsin lisansı alsın. Pro Lisans 100 Bin TL olmuş. Cebinde parası olan lisans, alabilir. Para kriteri her şeyin önüne geçmiş durumda. Eğitimden çok kriter para.
9.Soru: Gençlerbirliği’ne ilk geldiğiniz zaman önce taraftarlar ile görüştünüz. Bu olay taraftarların gözünde büyük bir beğeni topladı. Çalışacağınız her kulüpte bunu yapacak mısınız?
9.Cevap: Seyircisiz bizden ne bekliyor, bizden ne istiyorlar bunu bilmek istedik. Taraftarı işin içine dahil etmek istedik. Taraftar olmadan başarı çok zor. Mesela bir tiyatro oyunu, seyirci olmazsa oynasanız ne olur oynamasanız ne olur. Bize çok destek oldular. Ben kendilerine destekleri için çok teşekkür ediyorum. Kulübe destek olmaya devam etsinler.
10.Soru: Milli takımda Ersun Yanal’ın yardımcısı olarak çalışmıştınız. Tekrar teklif gelse milli takımda çalışır mısınız?
Türk futbolunu kurtarmaya yönelik projeleri gerçekleştirmeye çalışacağım.
ÖZCAN BİZATİ