FORMULA 1PİLOTLAR

Türkiye’de Hamilton Nefreti

Formula 1 camiasında kafamı en çok kurcalayan konulardan biri de Lewis Hamilton’ın neden bu kadar nefret topladığıdır. Dünya çapında kendi fanları hariç çok az kişinin sevmesi bir yana, Türkiye’de bu olay bambaşka bir seviyededir. Siyahilere birçok diğer ülkenin insanından daha fazla sempati duyan Türkiye Cumhuriyeti halkı neden Formula 1’in tek siyahi pilotuna karşı bu kadar saldırgan tavırlar besliyor? Gelin bu konu hakkında beraber fikir yürütelim.

Lewis Hamilton, 7 Ocak 1985 tarihinde dünyaya gelmiştir. Başarılı karting ve Formula alt serileri yıllarının ardından 2006’da gridin en iyi ve en köklü takımları arasında yer alan McLaren ile ilk Formula 1 kontratını atmıştır. Bu durumun ilerde bir araç şampiyonu sayılacak olmasına zemin hazırladığını hepimiz biliyoruz ancak Hamilton’ın Formula 1’e gelene kadar maruz kaldığı tüm zorluklara, hakaret ve kötü sözlere rağmen ilk sezonuna McLaren ile başlayacak olması onun ne kadar güçlü ve hızlı olduğunu gözler önüne sermeliydi. Formula 1’deki daha ilk sezonunda henüz karting dönemlerinde Marlboro sponsorluğu olan Giancarlo Fisichella’ya toz yutturmuş iki kez dünya şampiyonu Fernando Alonso ile takım arkadaşıydı ve onunla 2007 sürücüler şampiyonluğu için çetin bir mücadeleye girmişti. Fakat final yarışında bozulan vites kutusu ve Çin’de yaptığı pit girişi kazası yüzünden çaylak sezonunda şampiyon olma fırsatını kaçırdı ve o sezonun şampiyonu bir puan farkla Ferrari pilotu Kimi Raikkonen oldu.

Ancak Lewis, Formula 1’de ikinci yılı olan 2008 sezonunda oldukça tecrübeli pilotlara karşı verdiği şampiyonluk mücadelesinde son yarım turda, önceki sezonda bir puanla kaybettiği sürücüler şampiyonluğunu bu sefer bir puanla kazanmayı başarmıştı. Özellikle şampiyonadaki rakibi olan tecrübeli Felipe Massa’nın beş kere spin attığı yağmurlu Britanya GP’sinde yarışı altmış sekiz buçuk saniye farkla kazanmıştı. Her ne kadar birçok insan 2008 sezonu sürücüler şampiyonluğunu Massa’nın hak ettiğini düşünse de yarışa lider olarak gelen kişi Hamilton idi ve Felipe Massa’nın final yarışını kazansa bile şampiyon olamaması Hamilton’ın da bu şampiyonluğu en az Massa kadar hak ettiğini kanıtlıyor. İlk şampiyonluğunu aldığı 2008 sezonunun İspanya GP’sinde de kendilerini siyaha boyayıp giydikleri tişörte “HAMILTON’S FAMILY” yazan bir grup seyirciyi de unutmamak lazım. Kısacası sadece 2008 sezonunda bile daha çiçeği burnunda bir Formula 1 pilotu olan Hamilton’a gerek aldığı şampiyonluk, gerek ise ten renginden dolayı sayısız saldırı yapılmıştı ve Hamilton’ın buna ekleyecek 6 şampiyonluğu daha var.

2009 sezonu Hamilton için gerçekten zorlu geçmişti; McLaren, yeni regülasyonlara ayak uyduramamış ortaya vasat bir araç çıkarmıştı. Öyle ki araç Türkiye GP’de o sezonu sekizinci bitiren Renault aracına bile zar zor yetişiyordu. Ancak Hamilton bu kadar yavaş bir araca rağmen Macaristan ve Singapur’da kazanmış, takımını o sezon üçüncü yapan 71 puanın 49’unu kendi toplamıştı. Kısaca Hamilton aslında her zaman en iyi otomobili kullanmadı.

Yeni bir puan sistemi gelen 2010 sezonunda beş pilotun dahil olduğu şampiyonluk yarışına da adını yazdırmıştı Hamilton. 2010 sezonunun final yarışı olan Birleşik Arap Emirlikleri GP’de şampiyonluk adayları; önceki sezonun şampiyonu olan Jenson Button, o sezon Ferrari ile muhteşem iş çıkaran iki kez şampiyon Fernando Alonso, henüz şampiyon olmamış tecrübeli pilot Mark Webber, o sezon henüz şampiyonada liderliği elde edememiş genç Sebastian Vettel ve Formula 1’deki dördüncü yılında olan bir kez şampiyon Lewis Hamilton’dı. Lewis, o sezon ilk yarışını yedinci yarış olan Türkiye GP’de elde etmiş ve hemen ardından gelen Kanada GP’de de kazanmayı başarmıştı. Bunlara Belçika GP galibiyetini de ekleyerek üçüncü galibiyetini elde etti ve takım arkadaşı olan son şampiyon Jenson Button’dan bir galibiyet daha fazla almış oldu. Final yarışında sürekli lider Vettel’in arkasında ikinci olmasına rağmen Vettel hata yapmamış ve yarışı Hamilton’a on saniye fark atarak kazanmıştı. F-Duct ve Blown Diffuser gibi sistemlerin etkili olduğu 2010 sezonunu o sezon beş galibiyeti olan Sebastian Vettel birinci, yine beş galibiyeti olan ama dört puan farkla Vettel’in arkasında kalan Fernando Alonso ikinci, dört galibiyeti olan Mark Webber üçüncü ve Lewis Hamilton onların arkasında şampiyon ile arasında 16 puan farkla dördüncü bitirmişti.

Hamilton, 2011 sezonunu Serhan Acar’ın değişiyle “Massa ile tokuşarak.” geçirmesi ve birtakım şanssızlıklar sebebiyle aldığı üç galibiyete rağmen sezonu dominasyonuyla on dokuz yarışın on birini kazanmış ve on beşinci yarışta şampiyonluğunu ilan etmiş Sebastian Vettel’in yüz altmış beş puan, aynı sezonu üç galibiyetle ikinci bitirmiş olan takım arkadaşı Jenson Button’ın kırk üç puan ardında beşinci bitirmişti.

2012 sezonunun ilk yarışının startından önce bütün fanların bildiği iki şey vardı ve onlar da McLaren’ın çok hızlı olduğu ile kesinlikle şampiyon olabileceğiydi. Hamilton ilk yarış olan Avustralya GP’ye polden başlamasına rağmen startta yerini ikinci sıradan başlayan Button’a kaybetmiş ve yarış galibiyetini kaçırmıştı. İlerleyen yarışlarda da McLaren’ın çok hızlı olmasına rağmen şampiyon olmasını engelleyebilecek bir sorun çıktı, o da aracın çok kırılgan olmasıydı. 2012’de Hamilton dört yarış kazanmış ve liderken dayanıklılık sorunları nedeniyle kaybettiği yarışlara rağmen şampiyonada son yarışlara kadar umudunu korumuştu. Ancak sezonu şampiyon Vettel’in doksan bir puan, üçüncü olan Raikkonen’in ise on yedi puan ardında dördüncü bitirmişti. Bu arada 2012 Japonya GP haftasonunda McLaren’dan ayrılacağını ve Mercedes’e geçeceğini açıklamıştı, böylece gelecek sezon kariyerinde yeni bir sayfa açmış olacaktı.

Açtığı yeni sayfa aslında fena başlamamıştı. Mercedes ile ilk sezonu olan 2013 yılında takım arkadaşı Nico Rosberg iki, Hamilton ise bir galibiyet almıştı. Muhtemelen Britanya GP’de yaşanan ve lider giden Hamilton dahil birkaç pilotun daha lastik patlattığı lastik skandalı olmasa Mercedes birkaç yarış daha kazanabilirdi. Çünkü Pirelli incelemelerinden sonra sezonun kalan yarışlarının tamamına en sert hamurlarını getirmişti ve bu hamurlar en çok Red Bull’un işine gelmiş, diğer araçlar ile Red Bull’un arasını epey açmıştı. Buna rağmen Mercedes geri kalan takımların en iyisi olarak ikinci; Mercedes pilotları olan Rosberg ve Hamilton ise sırasıyla altıncı ve dördüncü olmuştu. Yani bu sezon her ne kadar Hamilton’ın bir galibiyeti olsa da takım arkadaşının on sekiz puan önündeydi.

2014 ve sonrasını zaten hepimiz biliyoruz ama kısa özet geçmek gerekirse 2014’te ilk yarışa polden başlayan ama arıza sebebiyle kaybeden Hamilton final yarışında şampiyon olarak ikinci; 2015 sezonunda ise adeta gezinerek sezonun sondan dördüncü yarışında şampiyon olarak üçüncü şampiyonluğunu ilan etmişti. Kötü başlayıp şanssız biten ve Rosberg’in şampiyon olduğu 2016 sezonunun ardından 2017, 2018, 2019 ve 2020’de üst üste büyük puan farklarıyla elde ettiği dört şampiyonlukla 7 kere şampiyon oldu ve kendi şampiyonluk sayısını Michael Schumacher’in şampiyonluk sayısıyla eşitledi. Bunun yanı sıra 2017’de en çok pole pozisyonu rekorunu ve 2020’de ise en çok galibiyet rekorunu kırdı.

Hamilton’ın 2021’e kadar olan kariyerine göz attığımıza göre artık gelelim esas konumuz olan neden bu kadar başarılı olmasına rağmen sevilmediğine. Bazılarının Hamilton’ı sevmemesinin nedeni zaten başarılı olmasıdır, bu tarz, dominant olduğu için o pilota hak ettiği saygıyı vermeyen insanları Michael Schumacher ve Sebastian Vettel döneminde de görmüştük zaten. Şu an baktığımızda iki pilotun da sevenlerinin hayli fazla olduğunu görebiliyoruz. Yani sosyal medyada birçok insanın da dediği gibi şu an Hamilton’ın kazanmasından nefret eden insanlar ilerde onu çocuklarına anlatacaklardır. Bazıları ise sürekli telsizden sızlandığı için veya egosundan sevmezler. Ancak Hamilton’ın radyodaki serzenişlerinin rakip takımları şaşırtarak Hamilton’a katkı sağlamasını bir yana, şu an Hamilton’ın cinsel hayatının yanında en çok şaka malzemesi olan konu. Kısaca bazı insanlar bunu sevebiliyor da. Kaldı ki muhtemelen siz de son derece çekici bir 7 kez Formula 1 Dünya Şampiyonu olsanız sizin de egonuz, hatta belki de pek çok kişiyle aktif geçen bir cinsel hayatınız olurdu. Şahsen Michael Schumacher’in garaj baskını ve Kimi Raikkonen’in kameraman itmesi gibi hareketleri o yapsa şu an muhtemelen Nikita Mazepin’in fanboy sayısıyla eşit taraftar sayısı olurdu.

Bana kalırsa Türkiye’de ise Hamilton’a karşı tüm dünyada olandan daha büyük bir iki yüzlülük var. 2020 Türkiye GP’de şampiyonluğunu ilan edince Hamilton’ı “G.O.A.T.” diye paylaşan birçok insan şu anda Hamilton’ı kötüleyebilmek için an kolluyor. Özellikle Hamilton’ın George Russell’ı takımda istememesi ve Max Verstappen ile Copse virajında yaşadığı temas bu insanlar için oldukça iyi bir malzeme. Zira bu gözler “Hamido Russell’dan tırsıyor.” diyenden tutun “Hamilton Verstappen’e çarptı bir de siyahi kimliği üzerinden duyar kastı.” diyenleri de gördü. Hamilton W12’yi gerçekten limite çok yakın kullanıyor ve bu yazının yazıldığı tarih olan 31 Ağustos 2021’de hala şampiyona lideri. Muhtemelen Russell takıma gelse 2019’da Leclerc-Vettel performansına benzer bir performans ilişkisi ortaya çıkacaktır. Çünkü ham hız olarak Russell, Hamilton’a çok yakın ve gençliğinin Russell’a verdiği dinamiklik ile çeviklik onu araca adapte olduktan sonra Hamilton’ın önüne geçirecektir. Tıpkı zamanında Hamilton’ın Alonso ve Button ile olan performans ilişkisi gibi. Yani Russell yeni neslin Hamilton’ı bile olabilir. Ama bu “Hamilton, Russell’dan korkuyor.” demek değil. Valtteri Bottas; Mercedes ile Hamilton’ın işini bu sezona kadar gayet iyi görüyordu ve şu an hala geçen senelerdeki araçlar gibi bir araca sahip olmasa bile istenenin birazını veriyor. Niye bozuk olmayan bir şeyi tamir etmeye çalışasınız ki?

Kısacası tarihin en başarılı Formula 1 pilotu olsanız bile hiçbir başarı cezasız kalmaz; ilerde eğer bir şeyler ters gitmezse Hamilton da şu an pek çok kişi tutmasa da Senna ve Schumacher gibi isimlerin yanında, belki de üstünde tutulacak.

Deniz Büyüker

25 Kasım 2004 tarihinde İstanbul'un Üsküdar ilçesinde dünyaya gelen Deniz Büyüker, birtakım şehir değişikliklerinden sonra şu an Değirmendere'de yaşamaktadır. "Dennis Silverstein" olarak da bilinen Deniz; Formula 1 ile sinemaya olan ilgisinin yanında bateri çalmakta ve "@formulayorum" adlı instagram sayfasının adminliğini yapmaktadır..

İlgili Makaleler

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu